VERESİYE SATAN/ PEŞİN SATAN

 
Yaşı (+40) benimle bir olanlar bu resmi hemen hatırlayacaklardır. Çocukluğumuzda mahalle bakkallarının duvarlarında asılı olurdu; o zamanlar kredi kartı olmadığı için alınan her şey bakkalın defterine yazdırılır ve aybaşı geldiğinde toplu olarak ödenirdi. Bu nedenle gelen müşterinin veresiye teklif etmemesi için duvarlarına "Veresiye Satan" ile "Peşin Satan" arasındaki farkı gösteren bu resmi asarlardı. Üstünde de şöyle bir ibare olurdu "veresiye veremem ardın sıra gelemem gelirsem de bulamam bulursam da alamam". 

Şimdiki aklımla bu resme baktığımda ise bize empoze edilmeye çalışılan kapitalizmi ve yeni değerleri açıkça görebiliyorum. "Veresiye Satan" her haliyle bir gariban durumunda; yamalı elbiseleri, bitkin hali, içi boşalmış kasası ile aslında veresiye verip/deftere yazıp insanlara, komşusuna, mahallelisine yardım etmenin ve insani duygular beslemenin bedelini ağır bir şekilde ödemiş gibi gösterilmiş. "Peşin Satan" ise yüzündeki üçkağıtçı ifadeden tutun da, oturuşundaki hükmetmeye/patronluğa kadar karşısındaki insana kim olursa olsun hiç acımadan cebindeki son kuruşuna kadar alıp kasasını doldurmuş durumda. Veresiye satan açlıktan bir deri bir kemik kalmışken, peşin satan bir domuz gibi iyice semirmiş. Veresiye satan ne kadar insani duygular içindeyse, peşin satan da bir o kadar insanlıktan uzak görünüyor. Elindekini karşılık beklemeden paylaşan insanla, elindekini değerinin on katına peşin satan bir kaspitalist yanyana bu resimde aslında. Bugün ise soldaki o küçük bakkal, sağdaki artık bir bankaya dönüşmüş ve herkesi kredi kartlarıyla kandırmaya çalışan kapital tarafından yok edilmiş durumda.

Bir de, benim "Bakkal Amcam" neden dükkanının duvarına Sanayi Devrimi sonrası Avrupalı erkek tipini ve giysilerini taşıyan bu insanların resmini asar ki?
 

Yorumlar

Popüler Yayınlar